Examples

• Görünüse göre Lipscom da yillar önce... ...sizinle ayni zamanda ortadan kaybolmus.
  اختفائه تزامن مع اختفائك
• Bu taraf ile biraz uyumsuzsun şu an.
  .عدم التزامن مع هذا الجانب
• Şu an burayla senkronize değilsin.
  .عدم التزامن مع هذا الجانب
• Tito'nun Yogoslavyasında gizli formül kesildi.
  تزامن مع أختفاء . يوغوسلافيا تيتو
• Kesici başlıklarla beraber çalışacak şekilde değiştirilmiş olarak.
  عدّل للعمل .بالتزامن مع الراس القاطع
• - Mars, Saturn'le bir arada tabii.
  المريخ بالتزامن مع زحل بطبيعة الحال
• Yalnızca Mısırlıların yılbaşısıyla çakışıyor da.
  هذا يحدث فقط للتزامن مع السنة المصرية الجديدة
• Şunu söylemek isterim ki sana lisede her ne yaptıysam özür dilerim...
  لأنه تزامن مع نفس الوقت مع وظيفة مونيكا الجديدة
• Çünkü hep bir şeyler çıktı.
  لأنه تزامن مع نفس الوقت مع وظيفة مونيكا الجديدة
• Teyzemin öldüğü sıralarda, bana bir şey olmaya başladı.
  شئ ما بدأ يحدث لي بالتزامن مع وفاة عمتي